Anlaşmalı Boşanma
- Av. İlknur YAŞA
- 31 May 2017
- 2 dakikada okunur
Bu yazımızda, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde anlaşmalı boşanma konusunda genel bir bilgilendirmede bulunacağız.
Anlaşmalı boşanma, eşlerin her ikisinin de boşanma hususunda anlaşmaları halinde uygulama alanı bulan boşanma türüdür.
Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında anlaşmalı boşanma prosedürü belirlenmiştir.
Bu kapsamda, eşler öncelikle boşanma konusunda, sonra da var ise çocukların velayeti ve mali konularda bir anlaşmaya vararak hazırlanan boşanma protokolünü imza altına alırlar.
Söz konusu, protokolün hazırlanması ve yargılama sürecinin olabildiğince hızlı ve sağlıklı yürütülebilmesi için, taraflardan en az birinin avukata başvurması önemlidir.
Her ne kadar, halk arasında bu davaların takibinde avukata gerek olmadığı inancı yaygın ise de ayrıntılı ve eksiksiz bir protokolün hazırlanması, hak kaybı yaşanmaması ve yargılamanın hızlandırılarak kısa sürede çözümlenmesi ancak avukat takibi ile mümkündür.
Anlaşmalı boşanma yapabilmek için kanunda aranan birtakım şartlar bulunmaktadır. Öncelikle eşlerin anlaşmalı boşanma talebinde bulunabilmesi için, evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. En az bir yıldır evli bulunan eşler birlikte başvuruda bulunabilir veya bir taraf diğer tarafın açmış olduğu davayı kabul edebilir. Her iki tarafın başvurması veya bir tarafın diğer tarafın açtığı davayı kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilir.
Bu durumda, boşanma kararı verilebilmesi için hakimin tarafları bizzat dinlemesi ve iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat etmesi gerekmektedir. Ayrıca, taraflarca hazırlanan protokolün de hakim tarafından uygun bulunması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki, hakim, sunulan protokolde tarafların ve çocukların menfaati doğrultusunda değişiklik yapabilir. Eğer bu değişiklikler de taraflarca kabul edilirse hakim boşanmaya karar verir. Diğer boşanma türlerinde geçerli olan, tarafların ikrarının hakimi bağlamayacağı kuralı anlaşmalı boşanmada uygulanmaz.
Taraflar avukat aracılığı ile temsil edilseler bile, anlaşmalı boşanma halinde hakim tarafları çağırarak huzurda dinlemek zorundadır.
Eğer yazılı bir protokol hazırlanmamış ise, beyanlar hakim huzurunda tutanağa geçirilerek de anlaşma sağlanabilmektedir.
Anlaşmalı boşanma davası, iki nüsha halinde hazırlanan dava dilekçesi ve imzalanan protokolün eklenmesi ile açılır. Avukat takibi ile dava açılması sonrası, duruşma gününün öne alınması ve gerekçeli kararın yazılmasını takiben nüfusa yazı gönderilmesi işlemleri hızlı bir şekilde gerçekleştirilir.
Her ne kadar taraflar anlaşsalar da gerekçeli kararın yazımının beklenmesi, kararın taraflara tebliğ edilmesi ve istinaf başvuru süresinin bitmesi veya tarafların istinaftan feragat etmesi ve nüfusa yazı yazılmasının beklenmesi gerekmektedir. Söz konusu işlemler takip edilmezse aylarca sürebilmektedir.
Taraflar, özellikle mali konularda haklarını bilmediklerinden, hazırlanan protokoller hak kaybına ve daha sonra açılacak başkaca davalara sebep olmaktadır. Bu kapsamda, hazırlanan protokolün çocukların velayeti, mal rejiminin tasfiyesi, nafaka ve tazminat gibi konularda tarafların haklarını ayrıntılı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Her boşanma davasında birbirinden farklı durumlar söz konusu olduğundan eşlerin evlilik birliği süresince yaşadıkları ve kişisel durumları dikkate alınarak bu kişilere özel bir protokol hazırlanmalıdır.
Buna göre boşanma protokolünde; evlilik birliği içerisinde edinilen malların paylaşımı, ziynet eşyalarının paylaşımı, ev eşyalarının paylaşımı, aile konutunun kullanımı, çocukların velayeti ve diğer ebeveyn ile şahsi ilişkileri, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarları, nafaka ve tazminatların hangi şekilde ödeneceği ve benzeri konuların tamamı düzenlenebilmektedir.
Boşanma davalarında yetkili mahkeme taraflardan birinin yerleşim yeri veya dava açılmasından evvel son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerdeki aile mahkemesidir.
Commentaires